CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, taşımalı eğitime geçildikten sonra yapılan okullarda yemekhanenin bulunmamasından dolayı öğrencileri koridorlarda ve yerde yemek yemek zorunda kaldığını söyleyerek konuyu meclis gündemine taşıdı.
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Av.Suzan Şahin, taşımalı eğitime geçildikten sonra yapılan okullarda yemekhanenin bulunmamasından dolayı öğrencileri koridorlarda ve yerde yemek yemek zorunda kaldığını belirterek konuyu TBMM gündemine taşıdı ve yerinde eğitime geçilmesi gerektiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından son yıllarda inşa edilen yüzlerce okul projesinde yemekhanenin olmamasının, özellikle taşımalı öğrenci sayısının yüksek illerdeki hem öğrencileri hem de velileri mağdur ettiğini belirten Suzan Şahin, “Taşımalı eğitim sistemi nedeniyle başka köylerden gelen çok sayıda öğrenci öğle yemeğini eğitim gördüğü okulda yiyor. AKP milli eğitime ayrılan bütçenin büyüklüğü ile övünüyor ancak öğrencilere bir yemekhaneye yapamayıp uygun ortamı sağlayamıyor. Okullarda öğrenciler yeterli beslenemiyor. Okullarda yemekhanenin bulunmamasından dolayı öğrenciler, koridorlarda ve yerde yemek yemek zorunda kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle; yeni açılacak okullarda yemekhane, kütüphane ve mescit gibi yerler zorunlu hale getirse de daha önce yapılan okulların durumunun düzeltilmediğini, 2022-2023 eğitim öğretim yılının başlamasıyla basın ve sosyal medyaya yansıyan okul bahçesinde, yerlerde yemek yiyen öğrenci fotoğraflarından görerek kahrolduk. Devletin görevi; öğrencilere en yakın, en ulaşılabilir, en nitelikli eğitimi ve eğitim ortamını sunmaktır. Ancak bugün görüyoruz ki çocuklar yerlerde okul bahçesinde, koridorlarda beslenme çantasını açıp, evden getirdikleri örtülerin üzerinde yemek yeme zulmü çekiyor. AKP hükümetlerinin ayıbıdır.” dedi.
“EKONOMİK KRİZ VELİLERİ VURDU”
Okullarda yemekhane olmadığı için velilerin öğrencilerin yanlarına beslenme çantaları koyduğunu ancak artan fiyatlar ve yoksulluk nedeniyle ailelerin çocuklarına yeterli miktarda gıda imkanı sunamadığının altını çizen Şahin yaptığı açıklamada, “AKP’nin üretimden uzak, dışa ve dövize bağımlı hayalci ekonomi politikaları sonucu yaşanan ekonomik buhranda aileler çocuklarının yanına koyacak tostun peynirini dahi alamaz hale geldi. Piyasada en ucuz kaşar peynirinin kilosu 100-150 TL arası değişiyor. Domates salatalık pazarda olmuş 15-20 lira. Aileler çocuklarını her gün poğaça, simit, içi boş sigara böreği gibi zararlı gıdalar yedirmek zorunda kalıyor. Çocuklar da veliler de bıktı. AKP nasıl yandaş müteahhitlerine para bulabiliyorsa öğrencilerin eğitim ve beslenme hakkına da para bulmalı, okullarda bir öğün ücretsiz yemeği çocuklarımıza verebilmelidir. Velilerin yükü hafifletilmelidir. Veliler ne yapsın? Nereden tutsalar ellerinde kalıyor! Bulup buluşturup çocuklarının çantasına koyduklarını da öğrenciler yerlerde, koridorlarda tuvaletlerin önünde yiyor. Yeni yapılacak tüm okullarda yemekhane yapılmalı, yemekhanesi olmayan okullarda da derhal bir düzenlemeye giderek hijyenik bir yemek ortamı koşulları hiçbir maliyet hesabı yapılmadan hayata geçirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
“SERVİSÇİLER DE MAĞDUR, KAMU ZARARI İSE ÇOK BÜYÜK”
Ülke genelinde taşımalı eğitim için açılan ihalelerin iptal edildiği de belirten Suzan Şahin, sürekli artan akaryakıt fiyatları nedeniyle servisçilerin de mağdur olduğunu, önlerini göremediğini söyledi. Şahin, “Elektronik Kamu Alımları Platformu’nda (EKAP) yer alan bilgilere göre il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından öğrencilerin taşınması için açılan ihaleler, “ihaleye teklif veren istekli çıkmaması” veya “bütün tekliflerin ayrılan ödeneğin çok üzerinde olması” sebebiyle iptal edildiği görülüyor. Sürekli artan akaryakıt fiyatları nedeniyle önünü göremeyen, 2 ay sonra ne kadar mazot masrafı olacağını hesaplayamayan servisçiler devletin açtığı ihalelere girmeye çekiniyor. Hatta 100’lerce ihale sırf kimse girmediği için iptal edilmek zorunda kaldı. Geçen yıl yüzlerce servisçi zarar etti. İptal edilen ihalelerden dolayı binlerce öğrenci mağdur olmuş ayrıca ihalelere kimse girmeyince ilçe milli eğitim müdürlüğü veya kaymakamlıklar tarafından servisçiler ihalesiz, mücbir sebeplerle anlaşma yoluna gidilmesi kamu zararı meydana getirmiştir. AKP vururken birkaç kişiye değil herkese vuruyor; tek mağdur öğrenciler ve veliler değil, servisçisinden kantincisine kadar herkes mağdur. Taşımalı eğitim denen bu garabet sistemden derhal vazgeçip, yerinde eğitime geçilmeli ve şimdiye kadar tespit edilen tüm eksikler derhal giderilmelidir.” dedi.
“AKP’NİN GİZLİ PLAN ÜLKEYİ DİNAMİTLİYOR!”
AKP hükümetlerinin taşımalı eğitim sisteminde ısrar ettiğini ve gizli bir plan dahilinde faaliyetler yaptığını iddia eden CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, eğitim sisteminin çökertilmesi ile hem tarım hem de sosyal politika alanında ülkenin temellerine dinamit konulduğunu söyledi. Yaptığı açıklamada Şahin şu ifadeleri kullandı; “Taşımalı eğitim 90’ların başında sisteme dahil edildi. Bu garabet sistem nedeniyle başka köylerden ve mahallelerden gelen çok sayıda öğrenci kilometrelerce yol gidip geliyor. Ayrıca bu süre zarfında binlerce kaza yaşandı ve yaralanan, vefat eden çocuklar oldu. Çocuklar eğitime rahat ulaşamıyor ve her gün kilometrelerce mesafe kat ettikleri için yorgun, uykusuz bir şekilde derslere girip yine yorgun bir şekilde eve dönüyorlar. Öğle yemeğini eğitim gördüğü okulda yemek mecburiyetinde kalıyorlar. Okullarda yemekhanenin bulunmamasından dolayı öğrenciler, koridorlarda ve yerlerde oturarak beslenmek zorunda kalıyor. Öğrenciler de veliler de mağdur oluyor. Devletin görevi; öğrencilere en yakın, en ulaşılabilir ve en nitelikli eğitimi sunmaktır. Ancak AKP bu görevini yapmayıp mağduriyetleri gidermeyince taşımalı eğitim sistemiyle beraber köyde yaşayan nüfus şehre taşındı ve üretimden koptu.”
“SİNCİCE HEM YERLİ TARIMA HEM CUMHURİYETİN TEMELLERİNE DARBE VURULUYOR”
“Taşımalı eğitiminin getirdiği sorunlarla baş edemeyen köyde yaşayan nüfus şehre taşındı ve üretimden koptu. Tarım alanları ekilemez oldu, tarımda dışa bağımlılık ve ithalat artarken üretemez duruma geldik. Hayvancılıkta el alemin koyununa, angusuna muhtaç hale geldik. AKP hükümetleri Cumhuriyet kazanımlarını ve aydınlanma devrimin temelini oluşturan eğitim sistemini oyuncağa çevirmekten hiç geri durmadı. AKP’nin Milli Eğitim Bakanları ve genel başkanı köy okullarını boşaltarak köyde bulunan öğrencileri merkezlere yönlendirip öğrencilerin nitelikli eğitim haklarını ellerinden alınmakla kalmadı, görevi sadece okulda ders vermek değil, aynı zamanda bulundukları yerlerde aydınlanmayı sağlayarak toplumsal hayata katkı koyan öğretmenleri de by-pass etti. AKP taşımalı eğitim sistemiyle öğretmenlik mesleğinin toplumsal işlevini de sona erdirdi. Eskiden bir köydeki öğretmen tüm köy halkının saygı duyup fikrine danıştığı biri iken, bugün gelinen noktada köyler okulsuz ve öğretmensiz kaldı. Devlet bir köyle 2 memur yollardı. Biri öğretmen diğeri imam. Tamamen imamların köylere yerleştirildiği bir toplum modeli gelinen noktada eğitime darbe vurdu ve AKP’nin “dindar ve kindar nesil” projesine can damarı oldu. Eğitimde maliyet hesabı yapan bu zihniyet, esas maliyetin eğitimsiz bir toplum olduğunu düşünmüyor. Dolayısıyla öğrencilerin taşınmasına sebebiyet veren ve yerli tarımı da sosyal politkları da olumsuz etkileyen bu çağdışı uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Taşımalı eğitim yerine “yerinde eğitim” koşulları hiçbir maliyet hesabı yapılmadan hayata geçirilmelidir. CHP olarak iktidara geldiğimizde yerinde eğitime geçecek, her köyde, mahallede okulların yeniden açılmasını ve her köye öğretmen atanmasını sağlayacağız. Böylece tama bekleyen on binlerce genç öğretmenimiz de aydınlıklarıyla tüm Anadolu’ya yeniden ışık saçacaklar.”
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin verdiği önergede Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den şu sorulara yanıt istedi;
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)