CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, kamuoyunda ‘Demir Yumruk’ olarak bilinen soruşturma kapsamında, demir çelik sektöründe paravan şirketler üzerinden sahte faturalarla kamuyu zarar uğratan firmaların, bu firmaların ilişki ağlarının araştırılması ve bu konuda gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını için konuyu meclis gündemine taşıdı.
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Av.Suzan Şahin, kamuoyunda ‘Demir Yumruk’ olarak bilinen soruşturma kapsamında, demir çelik sektöründe paravan şirketler üzerinden sahte faturalarla kamuyu zarar uğratan firmaların, bu firmaların ilişki ağlarının araştırılması ve bu konuda gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını için konuyu TBMM gündemine taşıdı.
Kamuoyunda ‘Demir Yumruk’ olarak bilinen soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet ve vergi kaçakçılığı’ suçlarına ilişkin 28 Haziran’da Ankara merkezli olarak aralarında Hatay’ın da olduğu 29 ilde 840 ekip, 2 bin 100 görevli, 250 vergi müfettişi ile 1150 şahsa yönelik eş zamanlı, 261 operasyon düzenlenmişti. Operasyonda toplam 15 fabrika ve 850 adreste yapılan aramalarda örgüt yöneticileri ve üyelerine ait bir adet özel jete, 8 bin 690 banka hesabına, 261 gayrimenkul ve taşınmaza, 327 araca mahkeme kararı ile el konulmuştu. 39 şirkete kayyum atamasının yapıldığı operasyonda, 60 milyon 31 bin, 2 milyon 456 bin dolar, 161 bin 463 avro ve 402 bin 84 lira değerinde altın ve mücevher ele geçirilmiş, ele geçirilen söz konusu para ve mücevherlerin toplam değeri ise 507 milyon 84 bin lira olarak hesaplanmıştı. 4 TIR dolusu evrak ve dokümana el konulan operasyonda, ayrıca şüphelilerin ikamet ve işyerlerinde bin 52 adet cep telefonu, bilgisayar, sabit disk gibi dijital materyale el konulmuştu.
Soruşturma çerçevesinde hakkında gözaltı kararı verilen 375 şüpheliden 328’i yakalanarak gözaltına alınmış, soyadını Eşrefoğlu olarak değiştiren ve Alaaddin Çakıcı ile yakın ilişkisi bilinen Erol Evcil ve birkaç iş insanı adli makamlara sevk edilmişti.
Detayları basına yansıyan soruşturmada zanlılardan operasyonda tutuklanan Hüseyin Eryılmaz ile Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve AKP Milletvekili Fevzi Demirbilek’in Ankara’daki bir lokantada birlikte çekilen fotoğrafları da kamuoyuna yansımıştı.
“MECLİSTE ARAŞTIRILMALI VE HUKUK DEVREYE GİRMELİ”
Bu gelişmeler üzerine konuyu meclis gündemine taşıyarak Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını isteyen CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, “Mafya eli ile namusuyla iş yapan köklü şirketlere el konuyor. Şirketler önce maliye eliyle darboğaza sokulup iflasa sürükleniyor, Sonra bu şirketleri kurtarır gibi bu suç örgütleri -firma sahiplerinden daha düşük tekliflerle- satın alıyor. AKP hükümetinin desteğiyle bu illegal suç örgütleri büyük firmalara resmen çökülüyor. Hatay’da devletin gözü önünde Nursan’a çöktüler ve hükümet bu kanunsuzluğu desteklercesine göz yumdu. Sonra bir baktık ki tüm ülkede bu sistem ile birileri birileri adına şirketlere çöküyor, AKP hükümeti ise izliyor. Bu suç örgütünün paravan olarak kurduğu ve milyonlarca lira işlem hacmine ulaşmış firmalara ait tek bir çalışan, depo ve nakliye aracının olmadığı bilgisi ile birlikte organizasyonun neredeyse saadet zinciri biçiminde, aynı aileden birkaç kuşak üzerine paravan şirketler kurulduğu bilgisi bilir kişi raporlarında paylaşılmıştır. Bununla birlikte vergi müfettişlerince hazırlanan raporlar da suç örgütünün yapısının uzun yılların birikimi sonucu ortaya çıktığı, bugüne kadar yapılan vergi incelemelerinde bu yapıyı kurup yönetenlerin bilgisine ulaşmanın neredeyse imkânsız hale geldiğine dikkat çekilmektedir. Raporda ayrıca örgüt üyelerinin paraların izini kaybettirmek için hesaplarından milyonlarca lirayı organizasyon kapsamındaki şahısların şahsi hesaplarını kullanarak dolaştırdıkları, örgütün kendi aralarında ‘kapama’ dedikleri yöntemle sahte faturaları resmileştirdikleri, paravan şirketlerle denetimden kurtuldukları belirtilmektedir. AKP tüm bu kanun tanımaz mafya düzeninden sorumludur. Mecliste bir komisyon kurularak tüm sorumlular tespit edilmeli ve hukuk devreye girmelidir.” dedi.
“SADECE HATAY DEĞİL TÜM TÜRKİYE’DE ÇÖKÜYORLAR”
Demir Yumruk Operasyonunun mecliste araştırılması ve kamu zararına neden olarak rant elde eden tüm suç örgütleri ve hükümet yetkililerinin hukuk önünde hak ettikleri cezayı alması gerektiğini söyleyen Suzan Şahin, “Basında ve sosyal medyada birçok haber ve video ile bu çökme konusu konuşuluyordu. Kamuoyunun artan baskısı ile Ankara merkezli, aralarında İstanbul, Hatay, İzmir, Adana, Sivas ve Kocaeli’nin de bulunduğu 29 ilde operasyon yapıldı ve görüldü ki birçok şehirde firmalara aynı yöntemlerle el konulmuş. ‘Demir Yumruk’ operasyonu kapsamında 39 şirkete kayyım atandı. 8 bin 690 banka hesabına, 261 taşınmaz ile biri uçak olmak üzere 328 araca ise el konuldu. Firmaların gerçek sahiplerinin kamu kurumları tarafından mali açıdan sıkıştırıldığı, iflasa sürüklendiği, ardından da bu suç örgütlerinin firmalara “Şirketi bize devredersen borçlarından kurtulursun” tehdidi ile karşı karşıya kaldığı, ardında şirket sahiplerine göstermelik bir ücret ödenerek şirketlerin devralındığı ortaya çıktı. AKP ve özellikle MHP’nin ısrarlarıyla cezaevlerinden çıkarılan bu suç örgütü liderleri, hapisten çıkar çıkmaz tüm ülkeye dağılarak çökme olaylarına başlamış gözüküyor. Piyasayı manipüle edip fiyat istikrarında bozulmaya yol açtıkları ve paravan şirketler üzerinden kamuyu zarara uğrattıkları görülüyor. Hükümet de buna çanak tutuyor. Bu çok ciddi bir konu ve tüm ülkeyi ilgilendiren bu aymazlık mecliste araştırılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“ÇÖKME YÖNTEMİ HER YERDE AYNI”
Suç örgütlerinin ele geçirmek istediği firmaları aynı yöntem ile ele geçirdiğini söyleyen Suzan Şahin, “Yöntem her yerde aynı. Önce mali sıkıntı yaşayan veya üretimi durdurulan tesislerin sahipleri ile satın alma vaadi ile kira kontratı imzalıyorlar. Kiralama yoluyla tesise girildikten sonra düğmeye basıyorlar veya şirket sahiplerine bir miktar ödeme yapılarak veya başka kişi veya kurumlara olan bazı borçlar temlik alınıyor. Temlik işlemi ile birlikte icra takibi yapıyorlar ve tesiste kiracı olunduğu için gelen haciz evrakları kabul ediliyor. Böylece takip kesinleşiyor. Akabinde tesisin hacizden satışına geçiliyor. Bu satışlarda da firma sahipleri daha uygun fiyat verse dahi nedense(!) bu suç örgütleri hacizden firmaları devralıyor. Hatay’daki Nursan Çelik gibi Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde olan bir deve gözlerimiz önünde çöktüler. Nursan mali sıkıntıya girince üretimini durdurmuştu. Erol Evcil ve ekibi bir süre sonra ilgilenmeye başladığı tesisi kontrolü altına aldı. Aynı şekilde Sivas Demir Çelik de Erol Evcil’in denetimine bu şekilde girdi ve çalışan yüzlerce kişi bir süre önce işten çıkarıldı.” dedi.
KRİPTO PARA ÜRETİLİYOR İDDİASI
Özellikle demir-çelik sektöründe tekel olmak için firmalara baskı yapılarak el konulmasının ancak mafya devletlerde görüleceğini belirten Şahin, basına yansıyan kripto para üretimi konusunun da araştırılmasını istedi. Demir çelik fabrikalarının çok fazla elektrik harcamak zorunda olduğundan elektrik desteği aldığını, bu suç örgütlerinin demir-çelik üretimi yapmayıp fabrikaların içinde devletin verdiği ucuz elektrikle kripto para üreten devasa kripto para tarlaları kurulduğunun da sosyal medyada çok konuşulduğunu söyleyen CHP’li Şahin, devletin ve kamunun hükümet eliyle mafyaya peşkeş çekildiğini söyledi.
TBMM Başkanlığına araştırma komisyonu kurulması için önerge veren Şahin, “Kamuoyunda ‘Demir Yumruk’ olarak bilinen soruşturma kapsamında, demir çelik sektöründe paravan şirketler üzerinden sahte faturalarla kamuyu zarar uğratan firmaların, bu firmaların ilişki ağlarının araştırılması, demir-çelik sektöründeki hukuka aykırı tekelleşme, bahsi geçen fabrikalarda demir-çelik üretimi yapılmadan devlet teşvikli elektrik kullanımı ile kripto para üretimi ve bu konularda gerekli önlemlerin alınması amacıyla mecliste bir araştırma kurulması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)