On bir ayın sultanı olarak anılan bir Ramazan Ayını daha idrak etmenin coşkusunu hep birlikte yaşadık. Ramazan ayı denince akla ilk gelen şey, elbette Ramazan Orucu olur. Ramazan orucu, Allah rızası için nefsi belli bir müddet sevdiği şeylerden mahrum bırakıp terbiye etme eylemidir.
Ramazan ayında oruç tutan insan, hem her yönüyle iradesini güçlendirir, hem de nimetlerin değerini daha iyi anlar. Yediği yemeğin, içtiği suyun önemini kavrar.
Bu sayede Dünyanın birçok yerinde yemek ve su bulmakta sıkıntı çeken insanların halini anlar.
İster istemez, “Nerede O Eski Ramazanlar” diyesi geliyor insanın…
Komşuluk, Dostluk, paylaşım içinde geçerdi Ramazanlar…
“Komşu, Komşunun külüne muhtaçtır” diye boşuna dememiş atalarımız…
Ramazan geldiğinde, herkes elinde ne varsa paylaşırdı…
Bir elin verdiğini öteki el görmezdi…
Dualarla tamamlanan sahurun sabahında başlardı iftar hazırlıkları…
Komşular, akrabalar davet edilir, her gün bir başka evin sofrası zenginleşirdi misafirleriyle…
Şehrin belirli noktalarında iftar çadırları kurulurdu…
Top Sesi ve Cami minarelerinden yükselen ezan sesleri “Haydi Buyrun Sofraya” derdi…
İdrak ettiğimiz son Ramazan ayının başlangıcı Seçim dönemine rastlayınca, Oy toplama telaşına düşen bazı siyasiler ve Muhtar Adayları reklam amaçlı yine o eski iftar sofralarını kurdular.
Allah hayırlarını kabul etsin!..
İşin manidar tarafı ise, Seçim sonrası beklediği oy oranını bulamayan ve seçilemeyen Siyasilerin ve Muhtar adaylarının Seçimlerin sonrasında iftar sofralarını iptal etmeleri oldu!..
Ne diyelim?..
Allah herkesin gönlüne göre versin… Bayramlarda, özellikle Dini Bayramlarda…
Büyükler ziyaret edilirdi, eller öpülürdü. Küsler barışırdı…
Eskiden heyecanla beklenen Bayram alışverişine de gerek kalmadı. Çünkü zaten sürekli AVM’lerde alışveriş durumunda insanlar. Bayramlık kavramı neredeyse yok olup gitti…
Artık Bayram Tatili demek, Bayramlaşmak demek değil. İple çekilen Tatil günleri, kimse kapıyı çalmadan bir yerlere gitme yarışına dönmüş durumda…
Çocuklar artık bayramlıklarını giyip, kapı kapı dolaşarak şeker, harçlık toplama coşkusunu yaşayamıyor.
O çocuksu söylenen bütün masallara inanırdık,
Onlar mı bizi kandırdı biz mi aldandık,
Bayramları bekler, bayramları yaşardık,
Bayramlar mı eskidi, bizler mi yaşlandık?..
Bence Bayramlar eskimedi, eskimez de…
İnsanlar Bayramları değiştirdi…
Bir çok kavramda olduğu gibi Bayram kavramının da içi boşaldı.
Oruç tutmanın, Bayramlaşmanın coşkusu yerini oruç tutma ve Bayramlaşma vazifesine bıraktı…
“Nerede O Eski Ramazanlar” demek yerine, bugünün Ramazanlarını dünkü gibi yaşamak ve yaşatmak elimizde…
Daha nice coşkulu Oruçlar ve Ramazan Bayramları görmek hepimize nasip olsun inşallah…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)