Muhtarlar Günü, Türkiye’de her yıl 19 Ekim’de kutlanan bir gün olup, Muhtarların yerel yönetimdeki önemini vurgulamak amacıyla düzenleniyor.
19 Ekim’de, -Muhtarlar Günü- çeşitli etkinliklerle kutlandı.
Aklıma daha önce duyduğum -Muhtar Çakmağı Hikayesi- geldi.
Bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim…
“Muhtar Çakmağının Hikayesi!..”
Köyün birine eski zamanda bir çakmak getirmişler, çakmak o kadar kıymetli ki, sağı-solu yakmaması, yanlış işlerde kullanmaması için güvenilir birine teslim etmek gerekiyormuş. Köylüleri toplayıp bu ateş aletini kime verelim diye sormuşlar, köylüler de muhtarı salık vermiş, “İhtiyaç duydukça alır, ateşimizi yakarız” demişler.
Muhtar çakmağı alınca -Ateşin Sahibi Olarak- giderek saygınlığı artmış, etrafında dalkavuklar, yağcılar toplanmaya başlamış. Saygı arttıkça muhtarın kibri de büyümüş.
Etrafından daha çok saygı, daha çok korku beklemeye başlamış. Ateşi kendine verenin köylüler olduğunu unutmuş. Dalkavukların da tahrikleri ile ateşi baskı ve korkutmak için kullanmaya başlamış, kiminin evini, kiminin tarlasını yakmış.
Tarlalar sürülemez, evler yaşanamaz hale gelmiş. Muhtarın baskısından köylüler yavaş yavaş köyden ayrılmaya başlamışlar. Ticaret durmuş, köye gelen çerçicilerin ayağı kesilmiş, çevre köyler gelişirken muhtarın köyü giderek gerilemiş.
Muhtarın köylülerinden biri kendileri gerilerken, çevre köylerin niçin geliştiğini merak edip çevre köylerden birine gitmiş.
Oradaki zenginliği, bağı bahçeyi görünce sormuş; “Sizde çakmak yok mu?”
Köylüler; “Var” demişler,
“Peki sizin köy böyle nasıl gelişti, bağınız, bahçeniz yanmadan nasıl böyle kaldı, bizim köyde her şey tarumar oldu?”
Köylüler; “Yoksa siz çakmağı bir kişiye mi verdiniz?”
“Evet, muhtara verdik.”
“Eyvah! büyük yanlış yapmışsınız, hiç çakmak bir kişiye verilir mi?”
“Siz öyle yapmadınız mı?”
“Hayır, biz öyle yapmadık, biz çakmağı bir kişiye verdik, çakmak taşını başka bir kişiye, benzinini başkasına verdik. Ateş yakmak için üçünün bir araya gelmesi gerekiyor. Biri yanlış bir şey yapmaya kalksa, ötekiler izin vermiyor.”
“Desenize biz hepsini bir kişiye vermekle kendi kendimizi yakmışız!..”
Bu hikaye, bana “Adı mevzubahis değil” bir Mahallede yıllarca görev yapan Muhtarın, kendisi veya Destek verdiği kişi seçilmeyince Devlet tarafından kendisine zimmetli olarak verilen Bilgisayardaki bilgileri silmesini “Formatlamasını” hatırlattı!..
Tabi ki, sözüm meclisten dışarı…
Birçok muhtarımızın başından, bu ve bunun gibi sevimsiz olaylar geçmiştir sanırım…
Görevini layıkıyla yapan tüm Muhtarlarımıza Selam olsun… Her mahalleye kibirsiz, mahallesinin sorunları ile ilgilenen, sorumluluk sahibi Muhtarlar temenni ediyorum.
Yerel Demokrasinin en önemli temsilcileri olan, Mahallesinin sorunlarını çözmek için çaba harcayan, sorululuk sahibi muhtarlarımıza, özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor,
19 Ekim Muhtarlar Gününü kutluyorum…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)